Kripto varlık borsaları, müşterilerin varlıklarını saklayan, bu varlıkların alım-satım işlemlerini gerçekleştiren ve gerektiğinde müşterilerin talebi üzerine bu varlıkları iade eden hizmet sağlayıcılardır. Müşterilerin kripto varlıklarının güvenliği, borsaların temel yükümlülüklerinden biridir. Ancak, bu yükümlülük sadece saklama hizmeti ile sınır olmamaktadır. Borsalar, müşterilerin varlıklarını geri çekme taleplerini de yerine getirmek zorundadır. Peki borsalar bu yükümlülüğü yerine getirmezse hangi yaptırımlarla karşı karşıya kalabilir?
Sermaye Piyasası Kanunu, kripto varlık hizmet sağlayıcılarının müşterilerinin talebi üzerine varlıklarını iade etme yükümlülüğünü açıkça ortaya koymaktadır. Bu hüküm, müşteri haklarını koruma amacı taşır ve borsaların keyfi uygulamalarda bulunarak müşteri varlıklarını iade etmeme gibi bir lüksü olmadığını vurgular.
Kanun, borsaların müşteri varlıklarını güvence altına almadığı ve iade taleplerini karşılamadığı durumlarda devreye giren yaptırımları açıkça belirlemiştir. Kanunda yükümlülüklerini yerine getirmeyen borsalara sorumluluk yüklenmiştir. Ancak, müşteri varlıkların ve zararlarının borsalardan tahsil edilememesi ya da tahsil edilemeyeceğinin açıkça belli olduğu durumlarda borsaların yöneticileri ve mensupları da zararın tazmininden sorumlu olacaklardır. Hatta öyle ki Sermaye Piyasası Kurulu’nun talebi üzerine borsa yönetici ve mensuplarının şahsi malvarlıklarından bu alacaklar tahsil edilebilir ve şahıslar hakkında iflas kararı verilip malvarlıklarına el konulabilir.
Bir diğer husus ise kripto borsalarında zimmet suçudur. Hizmet sağlayıcı yöneticilerinin veya mensuplarının, müşterilerine ait varlıkları kötüye kullanmaları veya zimmetine geçirmeleri durumunda bu suç gerçekleşir. Kripto varlık hizmet sağlayıcıları, müşterilerine ait kripto varlıkların saklanması ve korunmasından sorumludur. Bu varlıklar, sağlayıcıların emanetinde olduğu sürece, herhangi bir hileli işlem veya kötüye kullanım, zimmet suçunu doğurabilir. Özellikle, müşterilerin bilgisi veya rızası olmadan yapılan her türlü işlemin zimmet suçu olarak değerlendirilmesi mümkündür. Ayrıca, kripto varlık borsalarının müşterilerin çekim isteklerini yerine getirmemesi de sebebiyle borsanın yöneticileri zimmet suçundan sorumlu tutulabilirler. Zimmet suçu her ne kadar Türk Ceza Kanunu’nda kamu görevlilerine özgü bir suç olarak tanımlansa da Kripto Varlık Kanunu ile kripto varlık borsalarında zimmet suçu ayrıca tanımlanmıştır.
Kripto varlık hizmet sağlayıcıları zimmet suçu işlediğinde, karşı karşıya kalabilecekleri cezalar oldukça ağırdır. Bankacılık Kanunu'na benzer şekilde, kripto varlık hizmet sağlayıcıları da 6 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası ve para cezası ile cezalandırılabilir. Ayrıca, suçun hileli yollarla işlenmesi durumunda cezalar artırılabilir. Örneğin, müşteri varlıklarının gizlenmesi, borsanın durumu ile ilgili basın yayın yoluyla yalan beyanda bulunması veya zimmetin ortaya çıkmasını engellemek amacıyla sahte belgeler düzenlenmesi gibi durumlar, cezaların daha da ağırlaştırılmasına neden olabilir. Bu tür hileli davranışlar, hizmet sağlayıcıların cezalarının 12 yıldan 20 yıla kadar çıkmasına ve müşteri zararının üç katına kadar para cezasıyla karşılaşmalarına yol açacaktır.
Sonuç olarak, kripto varlıklar borsalarında zimmet suçu, hukuki açıdan büyük önem taşımaktadır. Müşterilerin kripto varlıklarını geri çekmek istediklerinde bu taleplerin yerine getirilmemesi, zimmet suçunu oluşturabilir. Bu durumda, borsalardaki üst düzey yöneticiler ve yetkililer bu suçtan sorumlu olabilir ve ağır cezalarla karşı karşıya kalabilirler. Kripto varlık hizmet sağlayıcılarının, müşterilere ait varlıkları koruma yükümlülüğü altında olduğu unutulmamalıdır. Bu yükümlülüğün ihlali, ciddi hukuki sonuçlar doğurabilir ve zimmet suçu kapsamına girebilir.
Bu bağlamda, kripto varlık hizmet sağlayıcılarının zimmet suçu ile ilgili riskleri göz önünde bulundurarak, faaliyetlerini hukuka uygun bir şekilde sürdürmeleri, hem kendi itibarlarını korumak hem de hukuki yaptırımlardan kaçınmak için kritik bir öneme sahiptir.
Av. Burak Mercan